18 Temmuz 2012 Çarşamba

SULH (UZLAŞMA) HÜKÜMLERİ

2160- Sulh; insanın başka bir kimseyle anlaşarak kendi malını veya malının menfaatinin bir miktarını karşılıklı veya karşılıksız onun mülkiyetine geçirmesi yahut kendi hakkından veya ondaki alacağından vazgeçmesi üzere yaptığı uzlaşmaya denir.
2161- Bir şey üzere birbirleriyle anlaşma (=sulh) yapan kimselerin, akıllı ve baliğ olmaları, başkası tarafından mec-bur edilmemeleri ve maksatlarının sulh olması gerekir. Ayrıca, şer'î hâkim tarafından da malî tasarruflarına yasak konmamalıdır.
2162- Sulh akdinin Arapça okunması gerekmez; anlaşmayı ifade eden her dille okunması sahihtir.
2163- Koyunlarını meselâ, sütünden yararlanarak bir yıl saklaması ve karşılığında bir miktar yağ geri vermesi üzere bir çobana veren kimse, sütü çobanın zahmetleri ve vereceği yağ karşılığında anlaşırsa, bu anlaşma doğrudur. Ama eğer sütünden yararlanması için, koyunları bir yıllığına çobana kira olarak verir ve karşılığında bir miktar yağ vermesini isterse, bu anlaşma sakıncalıdır.
2164- Kendi hakkı veya alacağı üzere başka birisiyle anlaşmak isteyen kimsenin anlaşması, ancak karşı tarafın kabul etmesi hâlinde sahihtir.
2165- Borcun miktarını borçlu olan kimse bilir ama alacaklısı bilmez ve alacaklı olan alacağını olduğundan az miktara, meselâ 1000 lira alacaklı iken 100 liraya anlaşmak isterse, fazlalığı almak borçlu için helâl değildir. Ancak, borçlu olduğu miktarı alacaklısına bildirerek onu razı eder veya alacaklı alacağı miktarı bilse bile yine de aynı miktara anlaşacaktı şeklinde olursa, fazlalığı almanın sakıncası yoktur.
2166- Aynı cinsten olup, ölçüleri belli olan iki şey üzerinde anlaşmak, ancak ölçüleri eşit olduğu taktirde sahihtir. Eğer ölçüleri belli olmazsa, birisinin fazla olduğuna ihtimal verilse bile, sulh sahihtir.
2167- Bir veya iki kişiden alacaklı olan iki kişi, kendi alacakları üzerinde birbirleriyle sulh yapmak isterlerse, eğer alacaklarının cinsi ve ölçüsü aynı, meselâ her ikisi de 100 kilo buğday alacaklı olursa, onların sulhu sahihtir. Yine onların alacağı şeyler aynı cinsten olmadığı takdirde, meselâ biri 100 kilo pirinç, diğeri ise 120 kilo buğday alacaklı olursa, yapmak istedikleri bu anlaşma da sahihtir. Ancak, onların alacakları aynı cinsten olur ama genellikle tartı veya ölçü ile alım satımı yapılan şeylerden olursa, alacaklarının ölçü veya tartısı eşit olmadığı taktirde, onların sulhu batıldır.
2168- İnsan, bir süre sonra alması gereken alacağının bir miktarını nakit alıp, bir miktarından da vazgeçmek kastıyla borcundan az bir miktar vermesi hususunda borçlusuyla anlaşırsa, sakıncası yoktur.
2169- Bir şey üzerinde sulh yapan iki kişi, razı olduklarında anlaşmayı bozabilirler. Yine anlaşma sırasında birisi veya her ikisi için feshetme hakkını şart koşarlarsa, feshetme hakkı olan kimse anlaşmayı bozabilir.
2170- Satıcı ve alıcı, muamele meclisinden ayrılmadıkları sürece alım satım akdini bozabilirler. Bunun gibi hayvan satın alan bir müşterinin üç güne kadar muameleyi bozma hakkı vardır. Yine peşin olarak aldığı bir malın parasını müşteri üç güne kadar vermez ve malı da teslim almazsa, satıcı muameleyi bozabilir. Ama bir mal üzerinde anlaşma yapan kimsenin bu üç durumda sulhu bozma hakkı yoktur. Fakat alışveriş bölümünde [2124. hüküm] açıklanan diğer sekiz yerde anlaşmayı bozabilir.
2171- Üzerinde sulh yapılan malın kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, sağlam ile kusurlu arasındaki fiyat farkını alamaz; ama sulhu bozabilir.
2172- İnsan, kendi malı üzerinde başka birisiyle anlaşır ve; "Eğer ben öldüğümde vârisim olmazsa, seninle anlaştığım şeyi vakfetmelisin." diye de şart koşar ve o da bu şartı kabul ederse, şarta göre amel etmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder