2301- Rehinde, akit okunması gerekmez; borçlu,
rehin niyetiyle malını alacaklıya verir, alacaklı da bu niyetle onu teslim
alırsa, rehin gerçekleşmiş olur.
2302- Rehin veren ve rehin alan kimsenin baliğ
ve akıllı olmaları, birileri tarafından bu işe zorlanmamaları ve de bulûğa
ererken sefih yani, malını boş yerlere harcayan kimselerden olmamaları gerekir.
Hatta iflâs etmesi veya baliğ olduktan sonra sefih olması nedeniyle şer'î hâkim
tarafından malî tasarrufları yasaklanan kimse de kendi malını rehine koyamaz.
2303- İnsan, ancak şer'î açıdan üzerinde
tasarruf hakkına sahip bulunduğu bir malı rehine koyabilir. Dolayısıyla
başkasına ait olan bir malın rehine koyulması, ancak sahibinin onun rehin
edilmesine razı olduğu takdirde sahihtir.
2304- Rehine koyulan mal, alım satımı helâl olan
şeylerden olmalıdır. Dolayısıyla içki ve benzeri bir şeyi rehine koymak sahih
değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder